İskenderun’da eşi ve çocuklarıyla bir restorantta yemek yerken Polislerle girdiği kimlik polemiğinin ardından gözaltına alınmasıyla gündeme gelen Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez,  kendi penceresinden yaşananları twitter hesabından tek tek anlattı.

Dönmez kendi hesabından yaptığı açıklamada; “Bir ayrıcalık istemeden/vatandaş sıfatıyla yapılan işleme itiraz ettim” diyen Dönmez, polisin görevini kötüye kullandığını, İçişleri Bakanı Soylu’nun da olayda taraf olduğunu savundu. Polise söz söylendiğinde iktidara söz söylenmiş anlayışının hakim olduğu ifade eden Dönmez, “Bu durum çok vahim. Bu devletin partileşmesi, partinin de devletleşmesi tehlikesini yaratıyor” dedi.

Kimlik kontrolü yapmak isteyen polislerle yaşadığı polemiğinin ardından gözaltına alınmasıyla ülke gündemine oturan Hatay Barosu Başkanı Avukat Ekrem Dönmez, orada yaşananları ve devamındaki süreci tek tek sosyal medyadan anlattı.

 

“USULE UYMADAN KİMLİK SORMA İŞLEMİNE İTİRAZ EDİLEBİLİR”

 

Polisin her nerede olursa olsun Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu kapsamında kimlik sormadan sebep bildirmesi gerektiğini hatırlatan Dönmez, şu ifadeleri kullandı;

 

*Polis makul sebep olmadan durduk yere veya salt polisim diye kimlik soramaz. Makul sebep/yazılı emir varsa önce kendi kimliğini göstermek ve bu sebebi/emri açıklamak, görevinin özel bir gereğini yerine getirmek üzere kimlik sorabilir.

 

*Kimlik sorduğu kimse isterse bu işlem için tutanak tutularak ilgiliye verilir. Kimlik taşıma değil kimliği ispatlama yükümü vardır. Bu usule uyulmadan yapılan herhangi bir kimlik sorma işlemine her yurttaş itiraz edebilir.

 

*Usulsüz işleme itiraz eden yurttaşa kimlik sebebiyle gözaltı işlemi dahi yapılamaz. Kimlik sorma işlemi sırasında polisin hukuka aykırı davranışı, bu süreçten sonraki işlemleri hukuka aykırı hale getirir.

 

SAVCININ EMRİ OLMADAN GÖZALTINA ALAMAZ

 

 

Usule uyularak kimlik sorulan hallerde ise kimliğine ilişkin bilgi vermeyen ve bu nedenle kimliği belirlenemeyen kişiler hakkındaki gözaltı işleminin CMK hükümlerine göre yerine getirileceğini belirten Dönmez, “Gözaltı adli bir işlemdir. Yani ancak cumhuriyet savcısı ve ancak yazılı emirle gözaltı işlemine karar verebilir, acele hallerde bu emir, daha sonra yazıya geçirilmek üzere sözlü olarak alınabilir. Yani cumhuriyet savcısının emri olmaksızın polis gözaltı işlemi yapamaz” bilgilerini paylaştı.

 

“AYRICALIK BEKLEMEDİM”

 

Kimseden baro başkanı veya avukat sıfatı ile ayrıcalık göstermesini istemediğini kaydeden Dönmez, şöyle devam etti;

 

*Baro başkanıyım/avukatım diye kendimi tanıtarak polise kimlik göstermem demedim. Kimseye beni tanıması zorunluluğu yüklemedim, tanımasını beklemedim.

 

*O ilde baro başkanı olmam, beni kimsenin tanımasını gerektirmiyor. Halen de ayrıcalık istemiyorum. Sade vatandaşım. Bırakın öyle kalayım, ama beni de o halimle tanıyın. Hukuk salt benim için değil herkes için uygulansın.

 

*Polis yukarıdaki usulü yerine getirmeden kimlik sorduğu için, bir ayrıcalık istemeden/vatandaş sıfatıyla yapılan işleme itiraz ettim. Bilenler bilir, geçmişte buna benzer önüme gelen hukuksuz her işleme aynı itirazı yaptım.

 

 

*Hemen hepsi polisin aynı tavrından dolayı sorunluydu, ancak sonuçta ikna oluyorlardı. Bundan önceki iki Hatay Valimize de yansıttıklarım ve düzeltilmesini istediklerim oldu. Yıllardır itiraz ediyorum. Yine edeceğim.

 

*Polisi görünce kafasını kaldırmaya cesareti olmayanlar, kanun bilmeyenler, kanunu işine geldiği gibi çarpıtanlar şunu bilsin; polis devlet değildir.

 

*Sokakları süpüren/tapuda/nüfusta/adliyede iş gören/sıfatı devlet memuru olan kimseden farklı bir kutsiyeti yoktur. Herkes işini yapıyor. Ama bir şey olsa hemen polise şöyle şöyle koşarsın diyenler, bilin ki hangi yere işiniz düşerse düşsün, her memur işinizi yapmak durumunda. Bana lütfedilecek bir hizmet yoktur. Sevmeyen yapmasın.

 

‘BEN DEVLETİM’ TARTIŞMASI

 

Videoda polis memurunun ‘Ben devletim’ sözlerine cevaben “Ben sizden daha fazla devletim” dediğini, bunu söylerken var olan avukat kimliği ve baro başkanı sıfatını kastetmediğini ifade eden Dönmez, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise, her bir yurttaş egemendir. Polis kıyafetini çıkarınca, aynı görevliler de o egemenliğe dahildir. Egemen, polis değil, egemenliğin kaynağı olan millettir” dedi.

 

“POLİS GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANDI”

 

Savcı emri olmadan hakkında gözaltı işlemi uygulandığını vurgulayan Dönmez, “Polis adli görevini yerine getirmedi. Polis görevini kötüye kullandı/hürriyeti tahdit suçu işledi/darp cebir izi oluşturacak şekilde yaralama suçu işledi/tehdit etti. Bunun bir diğer adı işkencedir” diye konuştu.

 

ELEŞTİRİLERE CEVAP VERDİ

 

“Ne olurdu kimlik gösterseydin, iki saniye sürmezdi, baro başkanı/avukat olduğunu söyleseydin de bu hale gelmeseydi, ne oldu kendi kendini rezil ettin, alamazlar dedin aldılar” diyenlere cevap veren Dönmez şu ifadeleri kullandı;

 

*Evet kimlik göstersem, görevimi söylesem belki keyfim kaçmaz yemeğe devam ederdim. Bu beni kurtarır ama insan olmak, avukat olmak, baro başkanı olmak, hepsinden önemlisi hukukun ağır şekilde ihlaline göz yuman bir kişi olarak onurumu kaybederdim, kendimle yüzleşemezdim.

 

*Herkes sorumlu davransa her yer daha hukuk devleti olur. Elbette polis işini yapsaydı ve keşke hiç yaşanmasaydı. Ama niye abarttın diyenler, önce polise niye işini düzgün yapmadın demeyi öğrenmeliler ki pek çok kişi buna sonunda hak verdi. Türk polis teşkilatını suç işleyenlere heba ve feda etmeyin.

 

“İÇİŞLERİ BAKANI TARAF OLDU”

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kimsenin imtiyazlı olmadığını basına ifade etmesinden sonra EGM’nin yaptığı açıklamayı sosyal medya hesabında yeniden paylaşarak, idari olarak işlem yapması muhtemel ve ceza vermesi gereken bir konuda kanaatini açıklayarak sürece taraf olduğunu savunan Hatay Baro Başkanı Dönmez, “Böylece idari ve cezai sorumluluk oluşturacak şekilde hareket ettiler. Bir milletvekili de polisleri yalnız bırakmayacağını açıkladı. Yeminine sadık kalır umarım” şeklinde konuştu.

 

TBB’NİN AÇIKLAMASINA TEPKİ

 

Türkiye Barolar Birliği’nin yaptığı açıklamaya değinen Dönmez,”TBB yaptığı eksik açıklama ile sanki imtiyaz istermişim gibi bir baro başkanının o ilde tanınması gerektiğinden bahsederek algıyı başka bir yere yönlendirmiş ve konuyu bilmeyen insanların haksızca ithamına sebebiyet vermiştir. Böyle bir açıklama yerine keşke hiç yapmasaydı” dedi.

 

DEVLETİN PARTİLEŞMESİ, PARTİNİN DEVLETLEŞMESİ

 

Dönmez, şöyle sürdürdü:

 

*Avukat sıfatı olanların, konuyu bilmediği için kızan, eleştiren yurttaşlarımızdan daha gerideki ve keşke hiç o diplomaya sahip olmasalarmış dedirten yorumlarını da gördüm, o an kadar canımı yaktı. Ömrünü ceza hukukuna veren anlı şanlı ceza hukukçuları da kar etmedi bunlara.

 

*Bir başka tehlike, iktidara oy vermiş yurttaşlar ile iktidarı temsil edenlerden kimilerinin suç ile suçluyu birbirinden ayıramayacak kadar konudan uzak veya yakın da olsa polise söz söylendiğinde iktidara söz söylenmiş anlayışı içinde, polis hata yapmaz şeklindeki yaklaşımı.

 

*Bu durum çok daha vahim. Bu da devletin partileşmesi, partinin devletleşmesi tehlikesi yaratıyor. Partilerin memuru, memurların da partisi olmaz. Polis=iktidar değildir. Suç işleyen polisi sahiplenmeyin. Yurttaşlar bu durumdan çok rahatsız.

 

*Ha bir de; alkol alıp almamak sadece bana ait bir tercihtir, ama yine de söyleyeyim, hastanede alkol testim sıfır promil çıktı. Sosyal medyada en hafifi ile en aşağılık küfür, hakaret ve tehditlerin hepsi için yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım. Tespitleri yapılmıştır.

 

“HUKUK ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIM”

 

*Yasal yola henüz ben başvurmadan, özürlerini aynı yoldan yazmayanlar ve bana iletmeyenlerle hukuk önünde hesaplaşacağım. Son söz… Artık biliyorum, kopan fırtınadan anladım ki, bilinmez bir alana çomak soktum. Ama bu tartışmadan hukuk kazançlı çıkacak, ülkemiz kazanacak.