Karayılan mahallesi sınırları içinde kalan ve Tapu ve Parsel sorgulamada hala Orman niteliğini koruduğu alenen belli olan 1291 numaralı parselin kapsadığı 1080 dönüm alan içinde yer alan çam ağaçlarının diğer ağaçların yarın başına gelecekleri düşündükçe içim cız ediyor ama maalesef elden de bir şey gelmiyor.

Hâlbuki bu alan 2. OSB döneminde de sanayicilerimizin iştahını kabartmış fakat konumu itibariyle bu bölgeye dokunulmaz olarak şerhleşmişti. Hem de bizzat Orman Bakanlığı tarafından. Çünkü 50 yıllık mazisi olan özel olarak korunan bir bölgeydi 1291 nolu parsel.

Peki, bugün ne değişti de dün kesilenlikle sanayi alanı içine katılamaz denilen bu ormanlık alan sanayicilerin kullanımına açıldı?

Bu alanı da kapsayan 800 hektarlık bir bölgenin Endüstriyel bölge ilan edilmesi bize birtakım işaretler sunuyor elbette.

Peki, bizim bu gördüklerimizi, yılların deneyimli siyasetçileri göremiyor mu?

Genel siyasetin yereldeki temsilcileri bu güzel şehrin sanayicilere biçilmiş bir kaftan olarak sunulduğunun farkında değimli?

Hadi iktidar partisinin ilçe teşkilat yöneticilerini geçtik peki Biz medya mensuplarının karşısında Devrimci ve Yenilikçi edasıyla dikilen TBMM’nin en büyük muhalefet partisi konumundaki CHP İlçe Teşkilatının o muhterem yöneticileri aynı edayı neden İskenderun’un menfaatleri söz konusu olduğunda sus pus kalmayı tercih ediyorlar mesela?

Neden bu memleketin verimli topraklarını nimete çeviren üç-beş sanayiciye peşkeş çekilmesine sessiz kalıyorlar, Neden topyekûn İskenderun kamuoyunun gönlünü kazanmak yerine, bölgemizdeki sanayi tröstlerinin gönlünü hoş kılacak davranışlar sergiliyorlar?

Hoş şimdi diyeceksiniz ki; “Yahu bunlar CHP rozeti ile iki dönem Hatay Büyükşehir Belediyesini kazanmış ve Büyükşehir sınırları içinde yer alan 15 ilçede 7 yılda önemli altyapı ve üst yapı hizmetleri gerçekleştirmiş, Tarımsal kalkınma da Hataylı çiftçilere yarayacak mühim projeleri hayata geçirmiş Bir Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini bile İskenderun’a anlatmaktan, HBB Başkanına yapılan haksız eleştirilere bile cevap vermekten kendilerini imtina ederlerken, Şehrin Sanayici baronlarına mı ses yükseltecek? ”

İşte sizler bunu bana hatırladığınızda suspus oluyorum ben. Bazen kendimi yiyorum gördüklerim karşısında. Ama nafile. Büyüklerimiz böyle istiyor çünkü!

Sonuç olarak, hani diyorduk ya bir yazımızda İskenderun “Yalancı Şehir”.

Evet, gerçekten de öyle. İskenderun hem değişik, hem de yalancı bir şehir. Bizlerde bu yalancı şehirde binmişiz bir alemete, gidiyoruz kıyamete.

Hadi rast gele o zaman!